Seval Duman, 36 yaşında, evli ve 17 yaşında bir erkek çocuğu annesi. Edirne'nin Keşan ilçesinde yaşıyor. Seval Hanım, menenjit hastalığı sürecinde başından geçenleri bizlere aktardı.
"2020 yılının Eylül ayıydı. Gayet sağlıklı bir şekilde işime gitmiştim. Aslında bende belli olan bazı işaretler varmış ama ben menenjitin ne demek olduğunu bilmiyordum. Vücudumda döküntüler oluşmuştu. Baş ağrım tuhaf olmaya başlamıştı. Mesaim bitmek üzereydi. Belime bir ağrı girdi. Sağ bacağımı otururken bile rahat kullanamıyordum. Daha sonra belimdeki ağrı birden boynuma sıçradı. Dinlenmek için çay almıştım fakat çayımı içtikçe midem bulanıyordu. Telefona baktıkça beynim sanki tavana vurup geri geliyordu. Tuhaf hissediyordum. Çok sık başı ağrıyan biri olarak kendime migren teşhisi koymuştum.
Boynumun da klima çarpmasından dolayı ağrıdığını düşünüyordum.
Eve geldiğimde mide bulantısından dolayı ayakta duramaz hale gelmiştim. İnsanların bana söylediklerini algılayamıyordum. O gece doktora gitmedim. Gece içtiğim ağrı kesiciler sayesinde sabaha kadar uyumuştum. Uyandığımda her şey yolundaydı. Her zamanki gibi işime gittim. Ama daha öğlen olmadan baş ağrılarım yine başlamıştı. Yeni doğmuş bir bebek gibi boynumu tutamıyordum. Öğlen olduğunda ise ayakta duramaz hale gelmiştim. Patronum bana senin neyin var dediğinde çok başım ağrıyor dedim. Bana gözlerimin bir tuhaf baktığını hemen hastaneye gitmem gerektiğini söyledi.
Daha fazla dayanamayarak hastaneye gittim. Ama sadece hastaneye girişimi hatırlıyorum. Doktorum geldi ve bana menenjit geçirdiğimi, hatta biraz geç kaldığımı ve beyin zarının iltihabının beynime yayıldığını söyledi. Aynı zamanda ciğerlerde Covid-19 şüphesi olduğunu söyleyerek beni izole odaya refakatçisiz aldılar. O günler kabus gibiydi. Baş ucuma bırakılan yemeği bir defa bile açamadım. Hangi yemeği getirdiklerini bile bilmiyordum. Karnım acıkmıştı ama başımı oynatamıyordum. Oturamıyordum, tuvalete gidemiyordum. Ayağa kalktığım anda düşüyor ve mide bulantısından öğürmeye başlıyordum. 3 gece boyunca o odada yaşam savaşı verdim.
Daha sonrasında normal odaya alındım. Gerçekten çok zorlu bir süreçti. Yürüyemiyor, oturamıyor ve konuşamıyordum. Sürekli bilinçsiz bakıyormuşum. Bu süreçlerin ben farkında değildim daha sonrasında ailemden öğrendim. Doktorum süreç boyunca benimle çok ilgilendi.
Hastaneden çıkmadan önce kendime geldiğimde kulağımın yeterince iyi duymadığını fark ettim. 10 gün hastanede kaldıktan sonra evimde 5 gün boyunca 3 sabah 3 akşam olmak üzere 30 adet iğne oldum. İlaçlarımı kullandım. Daha sonrasında fark ettim ki sağ kulağımdaki problemin yanında sağ gözümde de görme kaybı vardı. Şu an iyiyim, en azından o şiddetli baş ve boyun ağrım geçti. Ama etkileri hastalığın üzerinden 10 ay geçmesine rağmen hala geçmedi. Ciddi anlamda unutkanlığım var, uyku düzenim bozuldu. Sağ kulağım duymuyor, sağ gözüm görmüyor. Tek başıma hiçbir yere gidemiyorum.
Menenjit konusunda bir bilgim yoktu. İnsanlar bu hastalık konusunda bilinçlenmeli. Menenjitin verdiği beyin zarı iltihaplanması hala ara ara görülmekte. Bu esnada beynimde hipofiz tümörü tespit edildi. İkisinin de takibini yaptırıyorum. Ama menenjit insanlar kadar doktorların da üstüne düşmesi gereken bir hastalık. Maalesef doktorların, günümüzde başta migren diye önemsemediği ciddi bir sorun.
Comments